Çömelek Elma,Üzüm Kültür Şenliği

İlk kez 1994 yılında yapılan şenlik, her yıl Eylül ayının ilk Cumartesi ve Pazar günü düzenlenmektedir.
4. ÇÖMELEK ELMA, ÜZÜM KÜLTÜR ŞENLİĞİ
1998
Yayla Geleneği
 
Türk insanında yaylanın önemli bir yeri vardır. Yaylacı olmaları nedeniyle büyük uygarlıklar yaratmışlardır. Batılılar göçebelikle yaylacılığı karıştırmışlardır. Çünkü onlarda yaylacılık yoktur. Yaylacılık sadece Türklerde vardır. Öte yandan, Türk halk şiirimizin ve halk edebiyatımımzın konularının önemli bir bölümünü yayla göçü ve yaylanın güzellikleri, yaşamı oluşturur.
Sosyal ve ekonomik yaşamın değişmesiyle 1950'li yıllardan sonra hızla yaylacılık ve göçebelik ülkemizde boyut değiştirmiş, insan ilişkilerini geliştiren bazı geleneklere, bugünün göçebesi, göçlerinde oldukça sınırlı yer verir olmuştur..
Mut ve Çevresinde Yaylacılık Anlayışı
 
Mut ve çevresinde yaylacılık anlayışını üç temel esasta toplayabiliriz.
Birincisi: Ekonomik yönden yaylacılık, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların yaylacılığı; bunlar sürüleriyle birlikte yaylalarda geniş otlaklar bulabilmekte ve sürülerini rahatça otlatabilmektedirler.
Tarımla uğraşanlar ise, ister köyde ister şehirde otursunlar yaylada da tarım ve ziraatla uğraşmaktadır. Son yıllarda yaylalarda, geniş meyve bahçeleri görüldüğü gibi nohut ekimi de oldukça yaygınlaşmıştır. Bu guruba dahil olanlar geçimlerini hem yayladan hem de köylerden sağlayabilmektedirler (burada görülgüğü gibi).
İkincisi ise; özellikle şehirde oturanlarda ve ticaretle uğraşanlarda görülür, bunların yaylacılık anlayışını şöyle belirtebiliriz: Yaz aylarında yaylaya geçerek sıcaklardan kurtulmak, çoluk, çocuğuna temiz hava aldırmak ve kış evinden kurtulmak için göçerler. Bunların yaylada hiçbir şeyleri olmasa da sadece amaçları yayla yaylanmaktır.
Üçüncüsü; yukarıdaki sebeplerden etkilenen, yaylaya göçmeyi teşvik eden ve Mut'ta sık sık söylenen Ata yurdu'nun boş bırakılamayacağı düşüncesi ile birlikte, eski ve köklü bir geleneği sürdürme tutkusudur. "Türklerde yayla hayatı, bir tutku ve önüne geçilmez bir alışkanlık olmuştur." Bu tutkuyu Mut'ta hâlâ canlı olarak görmek bugün de mükündür.
Mut'un her köyünün sınırları belirtilmiş yaylaları vardır ve köylüler genellikle kendi köylerine ayılmış bu yerlere göçerler. "Eski Türk devletlerinde, bir birlik meydana getiren Türk boylarına, yaylalar 'ıkta' olarak verilirdi. Yani her boyun sınırlarla belirlenmiş bir otağı ve yurdu bulunurdu.
Sınırları belirtilmiş bu yaylalarda hayvancılıkla uğraşanlar, yaylaların tarıma elverişli olmayan merası çok bölümlerinde yurt tutmuşlardır.
Tarımla uğraşanlar ise, yaylaların tarım ve ziraata elverişli kısımlarına yurt tutarak geçimlerini sağlama yoluna gitmişlerdir.
Bugün ise, yayla seçimi biraz farklılık göstererek özellikle ilçe merkezinde oturanlar, ulaşımı kolay ve hertürlü ihtiyacını giderebilecek yerleri tercih etmektedirler.
Malazgirt savaşından sonra, Anadoluya gelen Türkler Orta Asyadaki yaşantılarının büyük bir kısmını yeni yerleştikleri yerde de sürdürmüşlerdir. Yaylacılık ta bu geleneğin bu güne kadar yaşamasıdır.
Yaylada herhangi bir işte çalışmayan veya kazancı olmayan kişiler de yaylaya göçmektedirler. "Türklerin yaylaya çıkmaları, iş zorunluluklarından gelmiyordu. Yazın yaylaya çıkmak, bugün Anadolu'da olduğu gibi, bir nevi ihtiyaç haline gelmişti." Bundan 20-25 yıl öncesi yaylaya göçmeyenlere tembel denirdi bu ifade eski Türklerde "yatuk" dur.
İçel yöresinde yayla kültürü ve buna bağlı olarak yarı göçebelik, son yıllarda şekil yönünden değişmekle birlikte yaylaya göçme oranında artışlar olmuştur.
Yaylacılık, bu bölgelerde yüzyıllardan beri devam edegelmektedir. Sarıkeçili ve Bahşiş obaları Silifke'den Aydıncık'tan kalkıp Mut'u geçerek uzun bir yol sürdürdükten sonra Ermenek sınırları içindeki yaylalarına ulaşabilmekte idiler
Bugün ise, motorlu taşıtların sayesinde deve ve at sırtında yük-eşya taşınmaz olmuş ve yaylacı bir günde yaylasına varabilmektedir.
Köylerden yaylaya yapılan göçlere gelince, yaylaların yakın olması, ulaşım aracının çoğalması göçleri kolaylaştırdığı gibi yaylalardaki sabit evler de hızla artmaktadır.
Yaylalardaki sabit evler sayesinde yaşama biçimi olukça farklılık göstermektedir. Bütün bu değişikliklere rağmen, yaylacılık tutkusundan bir şey kaybetmemiştir.
 
Mut'un belli başlı Yaylaları
Mut, Sertavul, Kozlar, Çivi, Yellibel, Değirmenlik,
 
ÇÖMELEK
Köy adının bir öyküsü vardır: Derler ki, Karamanoğlu Mehmet bey köyde bulunan ve iki kaleden biri olan Şeytan kalesini feth etmek ister. Kalenin önüne çadır kurar (bugün burnın adı Çadır Alanıdır) askerler burayı çok beğenir ve kendi aralarında konuşurlar." Burada bağı olan barınır arısı olan arınır. Kekik kokar keklik öter. Şuraya bir çömlek"
Çömelek yörüklükten yerleşik bir köydür. Halk yayla - sehil yarı göçer hayatı hâlâ sürdürmektedir. Köyün nüfusu 700'dür. Bu rakam yayla mevsiminde 1000'e kadar çıkmaktadır.
Çömelek, 1100 rakımlıdır. Mersin'e 160, Mut'a 40, Silifke'ye 75 km mesafededir. Yol asvalt kaplıdır.
Buğün üzerinde bulunduğumuz Gövden Yaylası 1994 yılından beri böylesi güzel şenliklere mekan olmuştur. Çoğunluğu Mersin'den gelen birçok gönüllü kuruluşumuz burada sıcak bir konukseverlik görmektedir.
Buğün İlçelerin dahi üstesinden gelmekte zorlandığı şenlikleri kesintisiz 4 yıl uygulayan Çömelek'in elbette geçmişinde çok kıymetli değerleri olmalıdır. Nitekim bakıyoruz TBMM'nin açılışında bulunan ilk üyelerden biri Çömelek'li Ali Sabri Güney (Şimdiki muhtar Ahmet Güney onun torunudur.).
Bakıyoruz: Mersi'nin işgalinde Müftü deresinin üzerinde düşmana ilk kurşunu sıkan Çömelekli Ahmet Onbaşı (Ahmet Şen)'dır.
Yine, bakıyoruz: Çömelek'te ilk okul 1906'da açılmış .
Bakıyoruz: Her meslek dalında olmakla beraber en çok öğretmen çıkaran köylerden birisi.
Bütün bunlar bir köy için gerçekten gurur kaynağıdır. Çömelekle gurur duyuyoruz..
 
SORUNLAR:
 
1- İçme suyu:
Köyün bolca kaynak suyu olmasına rağmen evlerde içme suyu bulunmamaktadır.
2- Okul:
Köyde ilkokul ve orta okul olmasına rağmen son yıllarda orta okul kapatılmıştır. 8 yıl uygulamasıyla yeniden gündeme gelen 8 yıllık eğitim Çömelek'te uygulanmalı ve gerekirse çevre köylerden buraya Taşımalı Eğitim yapılmalıdır.
3- Ekonomi:
Çömelek'te elma üretimi yılda 1000 tonu, yaş ve kuru üzüm 700 tonu bulmaktadır. Son yıllarda özellikle ceviz, şeftali, kiraz üretimi gelişmektedir. Ürünlerin dış pazara ulaştırılmasında önemli bir sorun olan 7 km'lik stablize yolun yapımı ve ürünlerin saklanması için bir soğuk hava deposu düşünülebilir.
4- Truzim:
Yöre her ne kadar truzim yönüyle değerlendirilmemişse de Uzunca Burç bağlantısı dikkate alındığında burada bulunan mağralar, 200 basamaklı merdivenler ve yapılacak bir kazı ile ortaya çıkabilecek diğer eserler turizme açılabilir.
 
Not: İlk kez 1994 yılında yapılan şenlik, her yıl Eylül ayının ilk Cumartesi ve Pazar günü düzenlenmektedir. (1999 yılında deprem ve 2001 yılında ülke genelinde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle yapılmamıştır.)
Yorumunuzu Ekleyin

Karsın Kurtuluşunu Anlatan Tarihi Bir Kars Kilimi

Kûfi yazılı, gerçek bir sanat eseri iddiası ile sunduğum bu kilimi, Kars'ın Sarıkamış ilçesinin bir dağ köyünde görüp gün yüzüne çıkardım. Kilimle alakalı, yakın tarihe ışık tutan bir de hikaye derledim ancak henüz yayınlamadım.

32,739 Okunma 3 Yorum 28/07/2011 16:59:12

Mut'ta Bulunan Cönklerden Bektaşi Şairleri

1986-87 yıllarında Mut'ta elde ettiğim cönklerden Bektaşi şairlerine ait şiirlerin yer aldığı bir çalışmam yayın aşamasına gelmiştir. Burada şiirleri (bu sayfada 61 şiir) ve cönklerin sayfalar halinde fotograflarının yayınlanmasını uygun buluyorum

29,045 Okunma 1 Yorum 09/04/2011 04:48:20 23/07/2014 06:13:51

Folklor Çeşitlemeleri

Mersin, aynı zamanda geleneksel kültürümüzü günümüzde bile yaşatabilen nadir yörelerimizdendir. Maddi ve maddi olmayan her türlü geleneksel kültürümüz Mersin Türkmen folkloru içinde yaşamaya devam etmektedir.

27,218 Okunma Henüz yorum yapılmamış 04/04/2011 23:37:16

Yörük Keçileri

Bu derleme,19 Şubat 1993'te Mut Hacınuhlu Köyü Karadağ mevkiinde Sarıkeçili Halim Çelik'le yapılan görüşme sonrası kaleme alınmıştır.

25,965 Okunma Henüz yorum yapılmamış 08/04/2011 21:26:56

Gülek Boğazına Yazık Olmuş!..

Anadolu güneyinde şöyle bir darbımesel vardır: "Din Muhammed dini, boğaz Gülek boğazı"

23,588 Okunma Henüz yorum yapılmamış 17/07/2011 13:05:44

Karac'oğlan Şenlikleri Üzerine

Karacaoğlan konusunda bir "araştırma merkezi”kurmasını bekleriz

20,527 Okunma Henüz yorum yapılmamış 09/04/2011 11:55:17

Çakallı Yörükleri

YÖRÜKLER VE ERDEMLİ -ÇAKALLI YÖRÜKLERİNDE DOKUMALAR

20,243 Okunma Henüz yorum yapılmamış 28/03/2011 23:52:28

Sarıkeçililer

Sarıkeçililer; 250 den fazla aile, 500’ü aşkın nüfus, her kış ve her yaz sürekli ve devamlı göçerler.

19,919 Okunma Henüz yorum yapılmamış 29/03/2011 04:34:46

Tahtacılardan Derlemeler

"Mersin Kızılkaya Köyü Tahtacılarından Derlemeler" Başlığı Altında Aşağıda Yer Alan Yazıda, Orman İşciliğinden Ağaçlara, Tahtacılıktan Aleviliğe Pek Çok Konuda Bilgi Verilmektedir.

18,016 Okunma 1 Yorum 17/04/2011 00:20:06

Mersin’in kurtuluşu

Kurtuluş, Torosları aşan ve sayıları onlarla ifade edlin pekaz bir kuvvetin mücadeleye atılmasıyla başlamış ve Toroslardan kopan bir çığ gibi, Ovaya doğru indikçe büyümüş, gelişmiş, genişlemiş bütün Çukurovalıları içine almış ve birbirine çözülmez bağlarla bağlanan bir bütün olmuştur

17,376 Okunma Henüz yorum yapılmamış 09/04/2011 16:52:47

Son Yörükler

YÖRÜK -TÜRKMEN ÜZERİNE GÖRÜŞLER VE İÇEL'DE SON YÖRÜKLER

16,606 Okunma Henüz yorum yapılmamış 28/03/2011 12:20:22

Yörüklerde El Sanatları

Dokuma sanatı usta - çırak ilişkisi içinde gelişmektedir. Bu durum yanışları bir kalıp halinde hafızalara yerleştirmek suretiyle zamandan kazanmak için gereklidir. Bilinmeyen bir yanışı dokumalarında kullanmazlar

16,028 Okunma Henüz yorum yapılmamış 30/11/-0001 00:00:00

Akıllı Kız (hikaye)

Silifke Kırtıl Köyünde derlediğim bir halk masalı

15,386 Okunma Henüz yorum yapılmamış 10/04/2011 11:31:36

Mersin Köy Seyirlik Oyunları

Biz insanımızı ve onun estetik duygularını, yine onun geliştirdiği bu örneklerden hareketle yeniden değerlendirerek çağdaş bir yorum ve teknikle günümüz şartlarına uygun bir duruma sokmak zorundayız..

15,313 Okunma Henüz yorum yapılmamış 11/04/2011 11:51:20

Alman Yetişkin Eğitimi

F. Almanya’daki yetişkin eğitimi sistemi, bu sistemin nasıl organize ve idare edildiği, yasal dayanağı, finansmanı, katılımcıları ve sistemin içeriği ile ilgili olarak hazırladığım rapor.

14,921 Okunma Henüz yorum yapılmamış 03/04/2011 10:38:50

Mersin'de Düğünler

Oğlan evinin önüne gelen gelinin başına, güvey ve sağdıç tarafından üzüm, leblebi ve para atılır. Bunun bereket getireceğine inanılır

14,341 Okunma Henüz yorum yapılmamış 12/04/2011 21:47:45

Kırtıl'da Samah Üzerine Derleme

Kendini gözedeceksin, kötü söz söylemeyip birini kırmayacaksın. Kov kovlama; gıybet eyleme, elinle koymadığını elleme, gözünle görmediğini söyleme, gözünle gördüğünü ettiğinle ört, anırma; döktügünü doldur, eline beline diline sahip ol...

13,540 Okunma 1 Yorum 10/04/2011 11:24:50

Köse İle Dev (masal)

Silifke'nin Kırtıl Köyünde Bahar Gündoğdu'dan derlenen bir halk masalı

12,886 Okunma Henüz yorum yapılmamış 10/04/2011 11:23:53

Zengiltaş (masal)

...Sandığı tutmuş; sandığı tutunca açıverdi miydi, baksa ki bir kız ile oğlan. Ondan sonra o adada, o hocanın kısmeti gelirimiş Hakk taala tarafından. O çocuklar vardı mıydı, ondan sonra kısmetler üç tane inmeye başlamış...

12,381 Okunma Henüz yorum yapılmamış 10/04/2011 11:51:03

Kumaçuru'ndan Derleme (masal)

Saçından kesmiş oğlana vermiş, oğlan cebine katmış. Suyun ortasına varmış, aklına gelmiş. Çıkarıyim bahıyim derkene hadi bakalım suyun içine düşürmüş. Suyun aşağısı da Ali Abbas Hoca'ın gölüne varırımış...

12,161 Okunma Henüz yorum yapılmamış 10/04/2011 11:51:11

Kırk Kulun Anası (Masal)

Oltaları almış, seyirtmiş suyun boyuna varmış. Suya sarkıttı mıydı ip kasılmış, bir çekmiş toskaba.. Toskabıyı almış gelmiş pencereye koymuş.

11,508 Okunma Henüz yorum yapılmamış 10/04/2011 11:35:58

Yükleniyor...