09/ PAZARTESİ-PERŞEMBE BULUŞMALARI: 16.06.2025

Mersin, Yıl 1956. “O gün, koyunların başında dağın çiçek kokulu havasını hâlâ ciğerlerimde hissediyorum.”Kayınbabam, Mersin - Yalınayak'ta bir tepeden bana bakmış. "Bu kız bizim oğlana yakışır" demiş. İşte o an, 16 yıllık ömrümün bahtı bağlandı.

YÖRÜK KADINLARININ ZAMANLAR ARASI İZLERİ-Y1-8/2

Y8 kodlu Anneyi Sahneye Davet Ediyorum: Bu Sanal Bir Tiyatro, 70 Yıllık Bir Yolculuk…

1.Perde: Çadırın Gölgesinde Bir Kız:

Mersin, Yıl 1956. “O gün, koyunların başında dağın çiçek kokulu havasını hâlâ ciğerlerimde hissediyorum.”

Kayınbabam, Mersin-Yalınayak'ta bir tepeden bana bakmış. "Bu kız bizim oğlana yakışır" demiş. İşte o an, 16 yıllık ömrümün bahtı bağlandı.

Düğün hazırlıkları için dikişleri kendim diktim, “iğnenin ucuna düşen gözyaşımı” kimse görmedi.

Düğün günü, boynuma takılan beşi bir yerde altınlar beni ısıtmadı.

Dışarıda, düğüne gelen türkücülerin sesi yankılanıyordu:

"Şişede leymun tuzu

Almayın köylü kızı

Alırsan yörük kızı al

Hem tadı var hem tuzu."

  1. Perde: Toprağa Gömülen Göbek Bağları:

“15 kez ölümle yüz yüze geldim.”

Bir keresinde kaynanam, "Kolay doğum olsun" diye bana boncuk yutturdu.

Şimdi Mersin Kırobası Yaylası’ndayım, gün ikindi vakti. Kırda doğurduğum oğlumun “taşla kestiğim göbek bağı hâlâ avucumun içinde…”

  1. Perde: Göç Yollarında Süt Kokusu:

Develerle Karaman Koyağı'na çıkarken, eşeğin heybesinde sallanan bebekler için "Sütüm yetmiyor!" diye ağladığım günler oldu.

Buğdayı köpürte köpürte nişe maması yaptım. Bir doğum sonrası, tereyağlı pekmezi kaşıklarken, dudaklarımda doğumun demirsi tadı vardı.

Kaynanam, "Kırk basar!" diye fısıldadı.

40 taşı kaynattığım suya çam dalı batırıp etrafa saçtım.

  1. Perde: Çadırdan Ekrana Savrulan Anılar:

2025'e geçiş… Şimdi torunum internette doğum fotoğrafı paylaşıyor. "#Doğumhane #EpizyosuzDoğum" yazmış.

Evlilikler: Benim “70 koyunum” vardı; onun “7 bin beğenisi” var.

Doğumlar: Ben “taşla göbek bağımı kestim”; o "doğum vlogu” (video blog/vlog) çekiyor.

Yas: Ben “toprağa süpürge koydum”; o "kayıp anneler" Facebook grubunda.

"Allah ne isterse" diyen teslimiyetimin yerini "Neden ben?" diyen öfke aldı…

  1. Son Perde: Toprak Ana’nın Nefesi:

Şimdi yaşım 85, Mersin’deyim.

“6 kız, 8 oğul doğurdum... Biri hariç hepsi şehirde”. Çadır yerine beton duvar arasındalar…

“Biliyor musunuz? Hâlâ rüyalarımda o ilk doğumu yaptığım yayladayım. Göbek bağımı kestiğim taşı avucumda hissediyorum”. Bebek ağlamasıyla uyanıyorum… Bu ağıtlar, içimdeki 15 doğumun yankısı. Sizler!.. Beni karşısında hissedenler biliniz ki, zaman yeli çadırlarımızı savurdu geçti. Şimdi bana kalan, göbeği toprağa gömülmüş bebeklerimin sessiz çığlıkları oldu...

Elinizi kalbinizin üzerinde tutun: Bu hikâye “bir kadının rahminden doğan medeniyetin” son çığlığıdır.

Size Bir Soru: Sahi, siz hangi dünyayı seçerdiniz? Çadırın özgür rüzgarlarını mı, yoksa WiFi'nin sanal kafesini mi?

(Perde kapanır.): Torosların rüzgârı kulaklarınızda bir süre daha uğuldasın ister misiniz?..

19 Haziran/PAZARTESİ-PERŞEMBE BULUŞMALARI-10

YÖRÜK KADINLARININ ZAMANLAR ARASI İZLERİ-Y1-8/3

Bir Doğumun Sessiz Hafızası ve Bir Bedenin Kırk Günü

Yükleniyor...
Yükleniyor...