Mut'ta Bulunan Cönklerden Bektaşi Şairleri

1986-87 yıllarında Mut'ta elde ettiğim cönklerden Bektaşi şairlerine ait şiirlerin yer aldığı bir çalışmam yayın aşamasına gelmiştir. Burada şiirleri (bu sayfada 61 şiir) ve cönklerin sayfalar halinde fotograflarının yayınlanmasını uygun buluyorum

Okuyucunun dikkatine: Cönkler ve şairler hakkında açıklamalarımı bilahare ekleyeceğimi belirtmek isterim.

ABDAL DEDE

-I-
Güvel yer ile göğe bina kurunca
Kün deyuben durduğunu bilirim
Cebrail sabanın'alıp inince
Cimcime'yle çift sürdüğün bilirim
 
Yalanın sürerdi yok idi eşi
Altın yaldız gibi parlardı dişi
Hakk'ın emri ile ol hüma kuşu
Günde üçyüz dala konduğun bilirim
 
Kırk yılda yoğruldu Adem çamuru
Hakk kudretinden yarattı emiri
Davut peygamber kızdırdı demiri
Yumruk ile döğdüğünü bilirim
 
Horasan'dan göç eyledi erenler
Car deyince yeter ol gerçek erler
Nuh Peygamber'in gemisini öğerler
Kanğı ağaçtan yapıldığın bilirim
 
Abdal Dede'm eder virdim dilinde
Hakk'ın nurdan çırası var elimde
Hakk Resullullah'ın Miraç yolunda
Arslana baç vurduğunu bilirim.
 
ARIFOĞLU
-2-
Dostum beni niçin incidirsin
Verdiğim ikrardan dönen değilim
Senden başka yare meyil vermedim
Uçup daldan dala konan değilim
 
Elif mim yazılmışım aşkına
Yoksa yad m'çıktı sevdiğim köşküne
Yarim kül oldum ben senin aşkına
Sayrı sevdalara yanan değilim
 
Dost kahretme ömrüm yetmez tez gelir
Aşıktan maşuka cilve naz gelir
Yüz yıl yüzüne baksam da az gelir
Bin yıl dahi baksam kanan değilim
 
Dost benim yüzüme şah olsa gülse
Yarım sinemi kırk pare bölse
Iki cihan dolusu hep güzel olsa
Senden gayrısını gören değilim
 
Arifoglukimse bilmez halimi
Hızır dedem açık eyle yolumu
Senden başka yadellere elimi
Ikarından geçip sunan değilim.
Mut'ta Bulunan Cönklerden Bektaşi Şairleri

 

-3-

Her lütfundan inci mercan dökülür
Sırma zülüf gelep gelep dökülür
Arş'ta Kürs'te ön'sıra çekilir
Beytullah sancağı alemi dostum
 
On sekiz bin alem metheder O'nu
Bunca mahlukatın şefeat kanı
Zebani kuşundan Arasat günü
Yüzbin can kurtarır selamı dostum
 
Arş'ta....
Kadir'dir herşeyi fehm eder bilir
Şu iki cihanda ne dese olur
Asla geri kalmaz kelamı dostun
 
Arş'ı Semevat'ta yanar şem'ası
Kırklarda ezilir engür ceması
Mağriptan maşrıka işler namesi
Kandan adem alır kelamı dostun
 
Arifoğlu dertlilerin dermanı
Sürülür savrulur aşkın harmanı
Destindedir hükmü alem fermanı
            -4-
Mecnun olup leylasını sevmeye
Gam keder istemez muhabbet ister
Öğüt eyleyip yaradanı öğmeye
Kul isen dilinde ibadet isrter
 
Ele sanı sorup kuyusun eşme
Arifler katında dilekten düşme
Sakın olmaya ki virdinden şaşma
Secde mihrap kilise de put ister
 
Şeriat ehline erkan sorulmaz
Cahillerde kamil huyu bulunmaz
Yayan yürümeyle menzil alınmaz
Menzil kestirmeye yeğin at ister
 
Gerçek bakar Hindistan'dan Yemen'e
Kafir zor görünce gelir imana
Dört kitap okusan gelmez amana
Ol Gani Gafurdan hidayet ister
 
Geerçeğin nefesi yandırır dağı
Yalancının közü eritmez yağı
Aynı ceme birikenlerin çoğu
Kimi seyre gelir kimi et ister
 
Arifoğlu başka hale bağlanmaz
Çirkin olan hublar ile yeğlenmez
Bir kat ile iman ..............
Imanın gömleği ondört kat ister.
 
AŞIK IBRAHIM
            -5-
Her mü'min de olur müslim
Yollayın gelsin samaha
Özü Hakk'a olur teslim
Bellesin gelsin samaha
 
Güzeller uzatmaz arayı
Bulur derdine çareyi
Çıkarsın baştan karayı
Allasın gelsin samaha
 
Doldursun aşkın kabını
Kaldırsın yüzler habını
Güzeller kendi lebini
Ballasın gelsin samaha
 
Güzeller gelsin meydana
Niyazim Şah-ı Merdan'a
Siyah zülfü gerdana
Tellesin gelsin samaha
 
Badeyi alsınlar ele
Vasfı hıfsı anın dile
Siyah saçın ince bele
Sallasın gelsin samaha
 
Mürşit lokmasından doysun
Eski libasın soyunsun
Cennet libasın giyinsin
Hallesin gelsin samaha
 
Aşık Ibrahim gör ne der
Bilmeyenin gözleri kör
Yoksa birinin kendin yer
Silesin gelsin samaha
Mut'ta Bulunan Cönklerden Bektaşi Şairleri
 
 
            
 
 
            -6-
Hey erenler aşkın nar'na yanalım
Nazlı yar sılada ağlıyor şimdi
Gitti akıl baştan mecnuna döndü
Sevdam umman oldu çağlıyor şimdi
 
Nice eyyam geçti hasret çekerim
Ağlarım dertle kan yaşı dökerim
Diyar-ı gurbette boynum bükerim
Aşk odu sinemi dağlıyor şimdi
 
Seyyah olsam nazar etsen aleme
Bu benim çektigim gelmez kaleme
Cüda düştüm yarim hasret selama
Al yerine kara bağlıyor şimdi
 
Nazlı yar aşk ile dönüp gelirdi
Nice binbir türlü nazlar kılardı
Beni görmeyince mecnun olurdu
Acep kimler ile gönül eğliyor şimdi
 
Ibrahim aşkla dönüp gezerken
Defter edip diller vasfın yazarken
Dudu kumru gibi nefes düzerken
Adular kemligin söylüyor şimdi
            -7-
Hey erenler nasihatım öğüdüm
Size davac'olur Şehr-i Ramazan
Gülün oynan kaseveti dağıtın
Size davac'olur Şehr-i Ramazan
 
Meyil verip boşa salma emeğin
Bu bir gizli sırdır kimselere demeyin
Karnını doyurun susuz komayın
Size davac'olur Şehr-i Ramazan
 
Boynunuzu Hakk'ka doğru döndürün
Bin namazı bir niyaza indirin
Gücendirmen safa ile gönderin
Size davac'olur Şehr-i Ramazan
 
Hocaların sohbetine bakmayın
Güzel ömrünüzü oda yakmayın
Gücendirmen hatırını yıkmayın
Size davac'olur Şehr-i Ramazan
 
Aşık Ibrahim'im gerçek sözümdür
Arife günleri iki gözümdür
Oruç Yezid'in bayram bizimdir
Size davac'olur Şehr-i Ramazan
            -8-
Gelsin samah eylesin bunda analar
Kaldır kollarını gel geç üstümden
Salını salını gelen sunalar
Kaldır kollarını gel geç üstümden
 
Ta iptidasından bir car çekilsin
Hakk'ı bilmeyenin beli bükülsün
Gelin samah eylen günah dökülsün
Kaldır kollarını gel geç üstümden
 
Dökülsün günah'nız samaha gelin
Baş'nızdan yukarı kaldırma elin
Cennet kapıları açıldığı gün
Kaldır kollarını gel geç üstümden
 
Hak Muhammet Ali Pirdir derim ben
Şah Hasan Hüseyin can içinde can
Zeynel Abdin'i severisen sen
Kaldır kollarını gel geç üstümden
 
Şol Imam-ı Bakır tuttu özümü
Mezhebim Cafer'dir dinler sözümü
Candan seversen Musa Kazım'ı
Kaldır kollarını gel geç üstümden
 
Rıza,Taki,Naki Cennet'tir yeri
Hasan El Askeri'dir onların piri
Seversen Mehdi'yi Hazreti piri
Kaldır kollarını gel geç üstümden
 
Aşık Ibrahim'in aşkı çısi gün
Fatma Ana'nın gözü yaşı üçün
On'ki imamların aziz baş'içün
Kaldır kollarını gel geç üstümden
            -9-
Yavru senin hasretinden derdinden
Yandı ciğerciğim kül oldu buğün
Benim derdim el derdine benzemez
Bana bir acayip hal oldu buğün
 
Bize yaramadı şu yerde durmak
Aktı gözüm yaşı sel oldu ırmak
Ne yaman zor imiş yarden ayrılmak
Gecemden gündüzüm zor oldu buğün
 
Yavrunun gerdanı bir karış telden
Çekelim gurbeti ne gelir elden
Garip bülbül gibi ayrıldım gülden
Gülümle bülbülüm yad oldu buğün
 
Aşık Ibrahimder ben ne bileyim
Gurbet ile yolum düştü neyleyim
Başıma geleni sana söyleyim
Bilmediğim dağlar yol oldu buğün
            -10-
Uğrun uğrun bana taşı
Atar utanmaz utanmaz
Daima çürük işi
Tutar utanmaz utanmaz
 
Nazar etme her ayvana
Gel canım yazık bu şana
Sonra sözüm kadim cana
Batar utanmaz utanmaz
 
Eşkali çoktur yetmez
Üstaz sözünü tutmaz
Her meydana at katamaz
Tutar utanmaz utanmaz
 
Mukabil olsam kinine
Seng atar şair şanına
Gider erler meydanına
Yeter utanmaz utanmaz
 
Şairlik gelmez elinden
Kimse bilmiyor halinden
Burazan eski kalından
Biter utanmaz utanmaz
 
Ya nettin şuhi şuhanın
Huda sahibi cihanın
Geriye kokan dumanın
Tüter utanmaz utanmaz
 
Acem seyfi kap içinde
Ne yatarsın hab içinde
Tere gibi od içinde
Biter utanmaz utanmaz
 
Fehm etmez şair halini
Ne olur sakın dilini
Ruz şeb üstaz malını
Satar utanmaz utamaz
 
Ibrahim istiyor taze
Devran verdi bunu size
Burazın ittifak söze
Yeter utanmaz utanmaz
AŞIK VELI
            -11-
Hey efendim bu cemale doyulmaz
Himmet eylen izninizle gidelim
Didarından mest olanlar ayılmaz
Himmet eylen izninizle gidelim
 
Haknasip ederse gelirik gene
Hizmetinde bulunalım merdane
Kulun verdiği olmazmış sultana
Himmet eylen izninizle gidelim
 
Elhamülillah nail olduk burada
Sayende gün gördük ettik bade
Kör olsun düşmanın gözü ziyade
Himmet eylen izninizle gidelim
 
At sürüp ıraklardan geldiğim
Kırklar şerfnazı deyip öğdüğüm
Gidiyorum hoşça kalın sevdiğim
Himmet eylen izninizle gidelim
 
Aşık Veli'm bunda değil sendedir
Her daim gönlüm gözüm sendedir
Yılda bayram iki gündedir
Himmet eylen izninizle gidelim
AZMİ BABA
            -12-    
Yeri ğöğü insi cinsi yarattın
Sen ey mimar başı elvancı mısın
Ayı günü çarkı burcu var ettin
Ey kudret sahibi haşancı mısın
 
Denizleri sen yarattın şüphesiz
Suları yürüttün elsiz ayaksız
Yerleri temelsiz göğü dayaksız
Durdurursun acep iskancı mısın
 
Kulansın kanatsızca rüzğarı
Kürekle mi yaptın sen bu dağları
Ne yapıp da öldürürsün sağları
Can verip can alırsın cancı mısın
 
Sekiz cennet yaptın sen Adem için
Ismin büyük bağışlarsın ben'm suçum
Adem'i cennetten çıkarttın niçin
Buğday nene lazım harmancı mısın
 
Bir iken bin ettin kendi adını
Görmedim senin iş üstadını
Yeşertir kurutursun bunca nebatı
Bahcivan mısın yoksa ormancı mısın
 
Cibril'e perde ardında söyledin
Inip Beytullah'ta kendin dinledin
Bu ateşi cehennemi halkettin
Hamamın mı var ya külhancı mısın
 
Havaya çekilip seyrana durdun
Aklı temizlerin aklını yordun
Kıldan ince köprü yaptın da kurdun
Akar suyun mu var bostancı mısın
 
Bu kışlara bedel bu yazı yaptın
Güze karşı evvel baharı yaptın
Iki gözlü mizan terazi yaptın
Bakkal mısın yoksa dükkancı mısın
 
Kazanlarda katranların kaynarmış
Yer altında balıkların oynarmış
On bu dünya kadar ejderhan varmış
Şerbet mi satarsın yılancı mısın
 
Esirci misin koydun cehenneme arap
Hoca mısın okur yazarsın kitap
Aslın katip midir görürsün hesap
Ihtisabın mı var yoksa hancı mısın
 
Yüz bin cehennem'in olsa birine girmem
Rıdvan ismi nazil değil mi senden
Gaffar-ül Zünub'um demedin mi sen
Affet günahımı yalancı mısın
 
Beni af'eylersen düşermin şandan
Şahlar dahi geçer bu kadar isyandan
Nen tükenir nen eksilir haz'nenden
Af'etsen olmaz mı noksancı mısın
 
Şanına düşer mi kusur görürsün
Her gönülde oturursun yürürsün
Bunca canı alıp kendin verirsin
Götürüp getiren kervancı mısın
 
Bilirsin ben kulum sen sultanımsın
Kalbimde zikrim dilde terc'manımsın
Sen benim canımda mihmanımsın
Gönlümün yarisin yabancı mısın
 
Beni delil eyler kendin söylersin
Içeriden Azmi pazar eylersin
Yücelerden yüce seyran eylersin
Işin seyran kendin seyrancı mısın
BENDE
            -13- 
Leyla'm derdinden Mecnun eyledin
Düşmüşem dağlara yarin aşkına
Gayri bu sevdanın terki kılınmaz
Gönülden çıkarma pirin aşkına
 
Gör Hariciler de Mansur'u astı
Köleyle astılar Nesimi küstü
Dağlar deldi de kayalar kesti
Ferhat küngin çaldı Şirin aşkına
 
Varaka gülşan için çok emek çekti
Mihr-i vefa deyi karalar giydi
Yusuf Zeliha'sın genç olmuş gördü
Zel'ha çok yaş döktü narın aşkına
 
Ol ıhlas-ı aşk maşuku haktır
Arzusu Kamber hiç sözüm yoktur
Dünya fani derler ötesi yoktur
Bu çarkta çevrilir yerin aşkına
 
Bende'ye harami gözlerin bağı
Rızasız lokmalar yeme de  ağı
Ahtet sevdiğim de lütfun bu çağı
Ol Şah-ı Merdan'ın bağı aşkına
            -14-       
Gelin zikredelim On 'ki imamı
Muhammet Mustaf'ya er niyaz eyle
Bilmek gerek özünün tamamını
Hak Muhammet Ali'ye er niyaz eyle
 
Hak Muhammet Ali Hasan Hüseyin Zeynel'i
Bakır Cafer Kazım'ın payı
Rıza Taki Naki Askeri'n soyu
 skeri Mehdi'ye er niyaz eyle
 
Hak Muhammet Ali Hasan Hüseyin müdam
Zeynel Bakır Cafer Kazım didem
Rıza Taki Naki Askeri Hüda'm
Askeri Mehdiye er niyaz eyle
 
Hak Muhammet Ali Hasan Hüseyin sinde
Zeynel Bakır Cafer Kazım canda
Rıza Taki Naki Askeri divande
Askeri Mehdi'ye er niyaz eyle
 
Bende der ki Hak Muhammet Ali Hasan Hüseyin virdim
Zeynel Bakır Cafer Kazım sen eyle yardım
Rıza Taki Naki Askeri derdim
Askeri Mehdi'ye er niyaz eyle
            -15-
 
um ercahilin elinden
Bizim öl'ceğimiz zaman da geldi
Tatlı tatlı konuşurken yar ile
Azrail ne aksi zamanda geldi
 
Gördüm şu dağların başı dumanda
Hasta oldum sağ kaldığım mekanda
Ah yar ile sarılacak zamanda
Yollarım' bağladı duman da geldi
 
Gonca da güller açılmış harına
Ulu bezirganlar işler karına
Bir yiğit de engel baksa yarine
Ol vakit kalbinde güman da geldi
 
Işlesin de benim yarim işlesin
Kötü rakipler mezarımı taşlasın
Hocam gelsin suresine başlasın
Sağ yanıma iki melek de geldi
 
Bende'm eder yasıldı yayım
Biçildi kefenim ilidi suyum
Yüklendi barhanam gam yükü daim
Ağlayarak selvi Suna'm da geldi
            -16-
Iptada bu düyaya gelen
Muhammet Ali değil mi
Beş vakti tamam kılan
Muhammet Ali değil mi
 
Şeriatı bünyad eden
Tarikat yoluna giden
Mü'mini irşat eden
Muhammet Ali değil mi
 
Hasan'a ağı içiren
Hüseyn'i şehit ettiren
Zeynel'i zindan'attıran
Muhammet Ali değil mi?
 
Bakır'a bühtan ettiren
Cafer'i deryay'attıran
Musa Kaz'm'a kurşun attıran
Muhammet Ali değil mi?
 
Rıza'ya zehir içiren
Taki'yi serden geçiren
Aliyyün Naki'ye kaçıran
Muhammet Ali değil mi
 
Akeri'ye asker veren
Yezid'in damarın kıran
Mehdi'ye son iş buyuran
Muhammet Ali değil mi
 
Düyaya çok gelip giden
Yedincide temam eden
Bende'sini irşad eden
Muhammet Ali değil mi
            -17-
Ben korkarım münafıkın sözünden
Kovun gitsin Cehennem'e yolları
Her dem beyan etti nutku bende
Hiç gıybetten kesilmemiş dilleri
 
Çekilip de gelir Adem atadan
Meşkareyi dersen daha öteden
Münkir murdar sakınmadı hatadan
Hasenattan kesildi de dilleri
 
Şaşma şaşırırlar yoldan şaşanı
Kalleşlik eyleme kaldır düşeni
Hakk da sevmez idi cidal koşanı
Cahillik cezası yener illeri
 
Arifler de çekildiler köşeye
Fena kail olmaz hup temaşaya
..........ameli mutlak kişiye
..........başına sokar telleri
 
Bende'm her işine hayli......
Marifeti dersen hece sanıldı
Şems-i Kamer şavk elinde tutuldu
Sarpa düştü muhanetin yolları
            -18-
Alt' bin altı yüz atmış altı ayet
Kalbi viran imiş bilmezdim ezel
Yedi kat yer yedi kat da semavat
Kaf nurundan imiş bilmezdim ezel
 
Üstaz Hakk yoluna aldık ...
......Isa işte aslı Meryem'den
Alt'yüz atmış alt'bab hatm-i Kuran'dan
......el müşan imiş bilmezdim ezel
 
Muhubbim Muhammed serteser olan
Üç yüz atmış altısı da bir olan
Hazireti Adem'e rehber olan
Leylüm ne hab imiş bilmezdim ezel
 
Evveli kadimden kurdu bu yolu
Gerçek aşık olanlar bilir hali
Kur'an'da lam gelir hecede Ali
Türk-i lisan imiş bilmezdim ezel
 
Kırk ikidir yetmiş üçe dayanan
Üç huruftur binbir renge boyanan
Şu sadık Bende'nin sakisin sunan
Nuru ahmer imiş bilmezdim ezel
            -19-
Ey gaziler ağ'ndan okuyan Bende
Okuyan Bende'dir söyleyen Bende
Okuyup dersin(sen de) olun Bende
Kırklar katarına uyan Bende'dir
 
Muhabbet gönlüne gark oldu Bende
Güher deryasına gark oldu Bende
Yoruldu yolarda mağf oldu Bende
Güher deryasının gölü Bende'dir
 
Güherden yükünü yükledi Bende
Sinesin eliyle akladı Bende
Her gelenden nutkın' sakladı Bende
Sine Bende'nindir tiri Bende'dir
 
Bugün dost yoluna uzandı Bende
Kırklar meydanında tozandı Bende
Selvinin dalları uzandı Bende
Firdevs-i alanın gülü Bende'dir
 
Bende oku Bende dinle Bende yaz
Şükür olsun halim çoktur Bende yaz
Ya Rab Hak'kın dergahına Bende yaz
Dost yoluna şehit olan Bende'dir
BOSNEVI
            -20-
Aslı vatanımdan da düştüm yayan
Bi yayan yolları gittim de geldim
Terk edip rehdimi verdim nadana
Bin yıllık namazım kıldım da geldim
 
Anasır libasın giydirdi ana
Mevla'nın menendi çıktı seyrana
Adem olup ezel geldim cihana
Yedi kat gökleri aştım da geldim
 
Muhabbet ayinidir erlerin cemi
Aynı muhabbettir sürerler demi
Kırkların ceminde buldum alemi
Hak-i paye yüzüm sürdüm de geldim
 
Mümin isen dinle ey kalbi selim
Canımı mürşide eyledim teslim
Güruhu Naci'de göründü aslım
Kainat sırlarım gördüm de geldim
 
Bosnevi'yim sözüm kendi özünden
Sadık olan çıkmaz mürşit sözünden
Okudum bu ilmi gönül yüzünden
Menzil-i maksuda erdim  de geldim
            -21-
Alem-i vahdette düşmüşüm sırra
Geldiğim yolları sordum da geldim
Ne zühtüm kaldı ne savm salat
Mürşidi kamili sordum da geldim
 
Adem olup adem camesin buldum
Rengi anasını bürünüp geldim
Bir er arasında ıkrarım aldım
Ettiğin ıkrarı bildim de geldim
 
Adem olup Adem demin bulunca
Çok surette gezdim adem olunca
Erenlerin katarına girince
Cennet-i irfanı gördüm de geldim
 
..............................
..............................
 
..............................
..............................
BUDALA
            -22-
Bunda(her)adem menzil al'maz
Hayvan gibi gezer gider
(Bin)kelam söylesen(birin)anlamaz
O da yol'ndan azar gider
 
Edepliye nazar eyle
Edepsizden hazar eyle
Tavı geldi pazar eyle
Tav gidince pazar gider
 
Karayı silsen ağ olmaz
Özü çürüktür sağ olmaz
Külü  yığsan dağ olmaz
Yel esince tozar gider
 
Varıp kimseye(söz)söyleme
Hürmetini az eyleme
Sevdiğine naz eyleme
Çok naz aşık yozar gider
 
Budala'm engine inmez
Garip bülbül hara konmaz
Anlamayan bunu bilmez
(Onu)anlayanlar yazar gider
 
BUDALA ISMAIL
            -23- 
Bihamdülilah şükürümü bildim
Rabbialemin hak yoluna geldim
Erahmanirrahim rahmet'ini buldum
Maliki yevmiddin Ali görünür
 
Inna atayna El kürsi'nün başı
Kevser dağıtmak Ali'nin işi
Ağudan yoğruldu Hasan'nın aşı
Hüsey'n'in elinde dolu görünür
 
Zeynel Abidin zindanda durdu
Hilati suresi dilinde virdi
Nasremin Allah Bakara geldi
Fethi garip Cafer' yolu görünür
 
Alem neşrahlek Yasin Taha
Musai Kazım'a kıldılar cefa
Rıza'yı sevmek müminlere seza
Şirin mahabbetin yolu görünür
 
Veşşemsi Muhammet Taki'ye geldi
Vel asr Aliyyül Naki'ye geldi
Okundu ayeti de hak bilindi
Kırkların ceminde darı görünür
 
Beli bes dedim yoluna durdum
Askeri Mehdi'ye yüzümü sürdüm
Budala Ismail'im ezberim virdim
Hak'kın binbir ismi ulu görünür
 
DEDEMOĞLU
            -24-
Uzanıp bir can canana varsa
Devran harf ekranıdır candan cana
Iki harf içinde derse otursa
Sazı hürrem gelir gider ol cana
 
Hak'kın ihlas kulu ikrar güdendir
Muhammet Ali'ye doğru gidendir
Yedi harfin aslı nedir nedendir
Duyan bilmez bilen demez nedendir
 
Dilimiz her cana bunun ötesi
Ali'dir On'ki imamın atası
Beş harf oldu aşıkların atası
Söyledikce can verir ol can cana
 
Nazarım her gönül geçmez güzelden
Aşıklar rengini alır kızıldan
Böyle gelmiş böyle gider ezelden
Onun için meyil verir can cana
 
Dedemoğlugünahını bilirsen
Dört harfin nazarına durursan
Hak deyip meydana serini korsan
Hergiz hata gelmaz ol can cana
 
            -25-
Efendim azmedip yollarına düştüm
Ver muradım On'ki imam aşkına
Yine müşkil ile hallere düştüm
Ver muradım On'ki imam aşkına
 
Ne oturup ne duracak halim var
Hazretinde ne haddim ne yelim var
Aman mür'vet ne sözüm ne dilim var
Ver muradım On'ki imam aşkına
 
Evvel hayır sensin aşkın binası
Dolundan içenin yoktur kanası
Mür'vetim ihsanın lütfün tanası
Ver muradım On'ki imam aşkına
 
Kul Dede Sultan Haydar'a gelsin
Himmet nazarı ile şefaat kılsın
Gerçeklerin himmeti hazır olsun
Ver muradım On'ki imam aşkına
 
Bir canım var dost yoluna fedadır
Hayalleri kulağıma sadadır
Dedemoğlu günahkar gedadır
Ver muradım On'ki imam aşkına
 
            -26-
Adem'den alemi izhar eyleyen
Şükür lütf'ihsanın çoktur kullara
Halk edip insanı iç'ne dolduran
Şükür lütf'ihsanın çoktur kullara
 
Edensin,eyleyensin,kılansın
Aşkla aşıkı sevdaya salansın
Demem ki hak değilsin,bilensin
Şükür lütf'ihsanın çoktur kullara
 
Levh-i kalem  yazar senin meramın
Muhammet Ali'dir hem bedir mahın
Dertlerin devası sensin Allah'ım
Şükür lütf'ihsanın çoktur kullara
 
Bunaltırsın ama bunda komazsın
Etin yerde kemüceğin sormazsın
Bin kan olsa bir mürvet sormazsın
Şükür lütf'ihsanın çoktur kullara
 
Dedemoğlu cefasına beliyim
Hak'kın biçare kemter kuluyum
Kul içinde bir günahkar deliyim
Şükür lütf'ihsanın çoktur kullara
 
            -27-
Medet hey Allah'ım  medet
Derdime bir derman eyle
Yetiş ya Ali ya Muhammet
Gel derdime derman eyle
 
Hasan Hüseyin aşkına
Gel yardım eyle düşküne
Zeynel'in nuru aşkına
Gel derdime derman eyle
 
Muhammet Bakır katına
Cafer'in alim zatına
Kazım Rıza hürmetine
Gel derdime derman eyle
 
Şah Taki'nin hem Naki'nin
Kemter'im Asker'inin
Yarğılamak senin karın
Gel derdime derman eyle
 
Dünü günü Hak'tan dile
Ol sahip zamanım gele
Dedemoğlu secde kıla
Gel derdime derman eyle
 
            -28-
Cem Ali cemi kuruldu
Gel gönül ceme gel ceme
Muhammet Ali(nin gülleri) dirildi
Gel gönül ceme gel ceme
 
Müminler (kullar) dirildi ceme
Girdiler devran-ı deme
(Güzel) Şahım geliyor yurduma
Gel gönül ceme gel ceme
 
Sürelim devranı demi
Atalım gussa-i gamı
Zikreyle On'ki imamı
Gel gönül ceme gel ceme
 
Üçler yediler ararsan
Cemdedir haber sorarsan
(Kırkların)meyinden kanayım dersen
Gel gönül ceme gel ceme
 
Kırklar meyinden içilir
Acı müşküller seçilir
Kanlı işlerden geçilir
Gel gönül ceme gel ceme
 
Doksan bin evliya hazır
Canım kurban şaha nezir
Cemdedir Hazreti Hızır
Gel gönül ceme gel ceme
 
Cümle gaziler dirilir
Mahşer sorgusu sorulur
Dedemoğlu(muradın) verilir
Gel gönül ceme gel ceme
 
            -29-
Seher yeli bizden emanet sana
Başın için uğra dost illerine
Oturdum sohbetine görsana
Ne söyler nazar kıl dillerine
 
Gayette naz ile söyler dilleri
Mezedir aşıka lebin balları
Gözlerin nuru kaşın kalemler
Seyran eyle zülfünün tellerine
 
Sakın tellerinin düzenin bozma
Aşıka bağlanmış bendini çözme
Kaddini kametini bulaman gezme
Urumdan Beyre'den Şam illerine
 
Hüsnü suretine yazılan ayet
Okunur dillerde şereftir gayet
Aşıka sitemkar böyle bir mah zat
Bülbül de fiğan eder güllerine
 
Bir dem ağlayuben bir dem gülerim
Bir dem de çeşmim yaşın silerim
Dedemoğlueder derman dilerim
Derde düşen biçare kullarına
 
            -30-
Duman nedir senin kasdın muradın
Niye çöktün yollarımın üstüne
Sen de bencileyin Leyla m'aradın
Niye çöktün yollarımın üstüne
 
Niye indin yücelerin başından
Ziyaret mi kıldın sehil kışından
Kan dökülür gözlerimin yaşından
Niye çöktün yollarımın üstüne
 
Böyle olur sizin yerin töresi
Öldü gözlerimin dostu küresi
Neyleteyim yoktur aşkın çaresi
Niye çöktün yollarımın üstüne
 
Dedemoğlu hasiretin narından
Dağlar da iniler ah-u zarından
Mansur'um dönemem dostun darından
Niye çöktün yollarımın üstüne
 
            -31-       
Avcıyım avımı avlaya geldim
Hiç göğel indi mi göllerinize
Mecnun'um Leyla'mı araya geldim
Nereye gideyim ellerinize
 
Leylasın yitiren yanar tutuşur
Ağlayuben ummanlara karışır
Can bülbülü cevlan kurmuş ötüşür
Gülüstanda gonca güllerinize
 
Gülüstandadır güllerin biteği
Hergiz solmaz imiş aşkın çiçeği
Kar etti bağrıma firkat bıçağı
Karışır silinmez göllerinize
 
Hey gaziler gökten indi bir ayet
Sinemde yeğindir yaralar gayet
Olmuşum dost için halka melamet
Düşmüşüm destanım dillerinize
 
Dedemoğlu eder etme mudara
Yüzün toprağa sür etme mudara
Bizi ar edenler ermez didara
Erdim hal içinde hallerinize
 
            -32-
Gül-ü seyran  bağlarında gezerken
Bir dalın üstünde gördüm cananı
Halden bilmez hal diliyle söyledim
Meyinden suyu erir aşkta yanalı
 
Hüsnü yuvarlak bir yer mahın üstüne
Gören aşıklar da düşer kastına
Bir nar ile bir turuncu dostuna
Saklamış koynunda görmüşüm onun
 
Aşk elinden benim ciğerim yara
Maildir gerdanda zülfin tellere
Kaşları lam elif asılmış dara
Bir melil bakışın değer bin kana
 
Leblerin meyinden doldurur camı
Içenler mest olur giderir gamı
Dudakların meze ilen bir demi
Içene gam değil hey canlar canı
 
Dedemoğlumethini eylesin
Görenler hak için doğru söylesin
Bahası nedir beyan eylesin
Getirin cihanda sarraf olanı
 
            -33-
Ben pirimden himmet aldım giderim
Hak onarsın cümlemizin işini
Yarsız yalan dünya' neyler niderim
Akıtma sevdiğim didem yaşını
 
Deryadayım denizdeyim göldeyim
Pirim sen sakla bir acayip haldeyim
Dört köşedeyim zavirdeyim daldayım
Ben kan ile yoğurmuşum aşımı
 
Ihlas kuşağını kuşandık bile
Her nereye varsam mürşidim ile
Şimdi serimize yazılan gele
Ben pir yoluna koymuşum başımı
 
Pirim Bozoğlan'dan bize gel oldu
Mürşidim gördüm müşkülüm halloldu
Kılavuz'muz Şah-ı Merdan Al' oldu
Yolladım uruma gönül kuşumu
 
Dedemoğlu sığmaz bu yola tarık
Hak'kı helal eyle özünü birlik
Yazıldı serimize zalim ayrılık
Dahi ezelden görmüşem düşünü
 
            -34-
Bir onulmaz derde düştüm
Yetiş ya Muhammet ya Ali
Düştüm de sana yapıştım
Yetiş ya Muhammet ya Ali
 
Dertlerin dermanı sende
Her işin dermanı sende
Cömertlik kaanı sende
Yetiş ya Muhammet ya Ali
 
Firkat'nden yüreğim coştu
Günahım çok hadden aştı
özüm bir zulmete düştü
Yetiş ya Muhammet ya Ali
 
Yalvarırım hakikatten
Kurtar özümü zulmetten
Mahrum etme şefeatten
Yetiş ya Muhammet ya Ali
 
Dedemoğluyalvar Hak'ka
Doksan bin er gülbenk çeke
Lütfile yüzüme baka
Yetiş ya Muhammet ya Ali
 
            -35-
Vahdet aleminde bir güzel sevdim
Melek midir gılman mıdır ya huri mi
Şöyle bir acayip müşkülde kaldım
Bilmem avcı mıdır ya piri mi
 
Varalım mim ra şın ile dal'a *
Ondan gayri kimse ermez bu hale
Kiprikleri gayet ermiş kemale
Yoksa bilmem Horasan'ın yari mi
 
Şaz olup gülünce firdevs gülüdür
Lebi canan arısının balıdır
Kan bulanık Delice'nin selidir
Aslı umman değmelerin karı mı
 
Gözleri intizar didar görmeye
Kaşların yay etmiş beni vurmaya
Kullar haram' olmuş yola durmaya
Yanakları has bahçenin gülüdür
 
Usuldur  boyların selviden ince
Zülfünün telleri perişan anca
Irgalar seher yeli bad esince
Dedemoğlu fena kıldım serini
* Eski yazıda M.R.Ş.D.harfleri,mürşit demektir.
 
            -36-
Kabe'den Kabe'ye giden bezirgan
Kemha kumaşların' (kam yerde) satabilir mi
Muhammet Ali'yi candan sevenler
Onların sırrına kimse yetebilir mi
 
Bir bezirgan konmuş yolun üstüne
Arının kazancı balın üstüne
Bülbülün feryadı gülün üstüne
Gülşensiz bahçede ötebilir mi
 
Okur ağdan bilmez karadan bilmez
Her can yükün inci deyil lal mercan
Özünü ikiklikten ayırmasa bir can
Eli bir gerçeğe yetebilir mi
 
Haramzade olan' ceme  komazlar
Sofrasından çıkan nanı yemezler
Kimi kovcu olmuş kimi gammazlar
Her oğul babanın yerin tutabilir mi
 
Dedemoğlu okur ayet suresin
Okurum ağından çıktık karası
Şu yalan dünyada  (kötü) sözün yarası
Dahi melhem döğüp bitebilir mi
 
            -37-
Bu gün batımında gördüm cananı
Ağlar silemedim gözün yaşını
Durmaz gönül ister kaşı kemanı
Ah-ü zar eyliyor aşkın işini
 
Kudret sahibini Hak sala idi
Gönül intizarın hem bula idi
Zülfü teli ile yar sile idi
Akıttığım gözlerimin yaşını
 
Gözlerimin yaşı seldir bulanır
Çıkar gönlüm dost evini dolanır
Aktıkça mevce gelip havalanır
Zapt edemez oldum gönül kuşunu
 
Dostum hasretinden bağrım delindi
Can üzüldü cemal ile bulandı
Benim zülfü perişanım gelindi
Ziyaret kıl toprağını taşını
 
Dedemoğlu ne ağlarsın zar ile
Arana perde mi düştü yar ile
Ta ezelden gül bittiydi har ile
Akıtır bülbülün gözü yaşını
 
            -38-
 
Buğün ben dostumu gördüm
Gelir salını salını
Izzet ile selam verdim
Aldım sevini sevini
 
Gel dedim yanıma geldi
Avazın sinemi deldi
Bir izzetli selam verdi
Aldım sevini sevini
 
Cemalin gördü canım
Kanına karıştı kanım
Sen benimsin ben de senin
Dedim sevini sevini
 
Cemalin nurdan seçilmez
Kıymet'ne paha biçilmez
Görmeyince gül açılmaz
Derdim gülünü gülünü
 
Dedemoğlu ben' ağlatma
Sinem aşk od'na dağlatma
Yaman ellere bağlatma
Zülfün telini telini
 
            -39-
Muhammet Ali'yi candan seversen
Ali'ye bir tel ver varınca turnam
Hasan Hüseyin'den imdat umarsan
Ali'ye bir tel ver varınca turnam
 
Zeynel Abidin'in gonca gülleri
Misali dostumun zülfi telleri
Bakır'da kılavuzun bilir yolları
Ali'ye bir tel ver varınca turnam
 
Imam Cafer ile Musa'i Kazım
Imam Rıza'ya bağlıdır özüm
Başım için ...........niyazım
Ali'ye bir tel ver varınca turnam
 
Ol Muhammet Taki Naki soyuna
Yüzün süre geldim haki payine
Imam askerleri'nin yüzü suyuna
Ali'ye bir tel ver varınca turnam
 
Dedemoğlu Hak'tan tuttum dameni
Küfür deryasında  buldum imanı
Eğer seversen Mehdi-i sahip zamanı
Ali'ye bir tel ver varınca turnam
 
            -40-
 
Dilime bir kelam geldi söyleyim
Gelin hey gaziler yola gidelim
Yüz sürüp derğaha niyaz edelim
Gelin hey gaziler yola gidelim
 
Yol bir gonca güldür aşık olana
Bülbül olup kapısında kalana
Yuf dediler şu meydanda yalana
Gelin hey gaziler yola gidelim
 
Önümüzü cemde Hak'ka katalım
Mürebbi müsahip aşna tutalım
Meşrep gölüne gönül katalım
Gelin hey gaziler yola gidelim
 
Sürdüğümüz Şah-ı Merdan yoludur
Aşk elinden kandilimiz doludur
Yol kaadim cümlesinden uludur
Gelin hey gaziler yola gidelim
 
Dedemoğlueder sinem dağlıdır
Yolca giden kişi yolun oğludur
Veliler nebiler yola bağlıdır
Gelin hey gaziler yola gidelim
 
            -41-
Derilip Hak'kın cemine gelince
Halli midir  halsiz midir görelim
Otursun her kişi halli halince
Halsiz olanları cemden sürelim
 
Halsiz kişi ceme layık mıdır
Na hak mıdır yoksa hak mıdır
Niyaz eylen güzel Şah'ın hükmüdür
Muhabbetin gonca gülün derelim
 
Muhabbetin goncası var gülü var
Sızıp akar oğulu var balı var
Bin yaşı bir yola korlar yolu var
Biz de ol dergaha yüzler sürelim
 
Niyaz bent oluben meydana gelsin
Meydanda serini terceman kılsın
Suçundan geçerler günahın bilsin
Gönlüm uğrusunu alıverlim
 
DedemoğluHak'le eyle pazarı
Eyleme kimseye gıybet gammazı
Üstazın verdiği sohbeti sözü
Unutma şarında dursun görelim
 
            -42-
Sıtk-ı saf eyleyip ol ulu dergaha
Gel gönül varalım mür'vet diyelim
Dilekler kapısı ol güzel şaha
Gel gönül varalım mür'vet diyelim
 
Günahımızı ele alıp verelim niyaz
Niyaz bez olup meydana gelelim
Eyvallah darına biz de duralım
Gel gönül varalım mür'vet diyelim
 
Kişi ayıbını kör olur görmez
Erenler ayıbın yüzüne vurmaz
Mümin bir kan etse mürüvvet (deyince) sormaz
Gel gönül varalım mür'vet diyelim
 
Şah-ı merdan bunu böyle buyurdu
Güzelligin' cümle alem' duyurdu
Hasını adlı hamını (seçti) ayırdı
Gel gönül varalım mür'vet diyelim
 
Dedemoğluhizmet eyle üstaza
Indir gönlünü tecelliye niyaza
Ganidir kalmaya noksanımıza
Gel gönül varalım mür'vet diyelim
 
            -43-
Hey gaziler şunda bir şara geldim
Üç yüz atmış kapısını seyrettim
Biri örtülmeyince bir' açılmaz
Cümlesi nurdandır ona seyrettim
 
On'ki sultanı varmış onu gördüm
Gördüm de aşk ile salvat verdim
El bağlayıp şöyle divana durdum
O'nun dört vezirini de seyrettim
 
Bin sekizyüz dellalı var doyurur
Her kapısına beşi durmuş çagırır
Dört bin alt'yüz sekseni nida verir
Yedi bin beşyüz altmış'nı seyrettim
 
Bin sekseni yoktan vacip olmuşlar
Altı bin yüz yirmisi de çavuşlar
Yedi bin iki yüzü divan kurmuşlar
On dört bin dör yüz dükkanı seyretim
 
Dedemoğluçeşmindeki kanı sil
Gayetle şerh eyleyendir anı dil
Ateşi zalimkar etmeli adil
Şöyle acayip sultana seyrettim
 
            -44-
Gel gidelim bizim ele gün bizim devran bizim
Girelim has bağına dem bizim devran bizim
Metailer karışmasın yar ile işimize
Rakipler şöyle dursun yol bizim erkan bizim
 
Yalanın menzili yoktur gerçekler meydanıda
Gerçeğin davası ıkrar ıkrar bizim iman bizim
Yar ile ahdimiz oldu kolumuz peymanedir
Niceler ahdin göremez ahd bizim peyman bizim
 
Dertliyim dermana geldim dilekler kapısına
Şahım aman eyleyince em bizim derman bizim
Yar elinden paralandım yare düştü ilacım
Dedemoğlu ol Şah-ı Merdan bizim sultan bizim
 
            -45-
Yüzüm süre süre didara geldim
Bağışla günahım affeyle suçum
Pirim meydanında eksiğim bildim
Bağışla günahım affeyle suçum
 
Küllü günahım ile darına durdum
Fatmaüzzehra'nın didarın gördüm
Kamber ile bile mervana vardım
Bağışla günahım affeyle suçum
 
Seksen bin er derildi geldi
Günahkar kullar mervana vardı
Herkes defterini eline aldı
Bağışla günahım affeyle suçum
 
Defterim okundu divan kuruldu
Hayır şer amelim or'da soruldu
Günahıma göre kaftan verildi
Bağışla günahım affeyle suçum
 
Cebrail Muhammet hu dedi geldi
Ali cümlesine bir dua verdi
Dedemoğluor'da mür'vete vardı
Bağışla günahım affeyle suçum
 
            -46-
Batımında bir güruha uğradım
Aman mür'vet isterim Şah Ali'den
Gaflet ile dertli sinem dağladım
Aman mür'vet isterim Şah Ali'den
 
Dirilip bir araya gelmişler
Hak'kın emri ile ne şaz olmuşlar
Kudret lokmasını ele almışlar
Aman mür'vet isterim Şah Ali'den
 
Kudret lokmasını tutmuş elleri
Hak'ka tespih okur tatlı dilleri
Gözlerinin yaşı pınar selleri
Aman mür'vet isterim Şah Ali'den
 
Uyurdum gafletten açtım gözümü
Dergaha dogru tuttum yüzümü
Gene bir sevdaya saldım özümü
Aman mür'vet isterim Şah Ali'den
 
Dedemoğlu der görülen düşler
Güruhu Naci'ye benzer bu işler
Kulun günahını sultan bagışlar
Aman mür'vet isterim Şah Ali'den
 
            -47-
Ercahil olmuşsun sevdiğim sensin
Sensiz sabahları olmaz mı sandın
Hatırın hoş olsun ettiğin cevre
Senden ayrılanı gülmez mi sandın
 
Yüce dağların koyağı otlu
Seni sevenlerin dilleri tatlı
Eğerlenmiş atı kendisi kutlu
Bize gelenleri gelmez mi sandın
 
Dosttan ayrılanın yüzleri gülmez
Ne çare gül yüzlüm kadrimi bilmez
Geçer bu güzellik sana da kalmaz
Açılan güllerin' solmaz mı sandın
 
Eğer sen gelirsen ben de varırım
Seni sevenlere köle olurum
Eğer sen bulursan ben de bulurum
Senden başkasını bulmaz mı sandın
 
Dedemoğluder ki severdim seni
Yeter cevrettin köle ettin beni
Gerçek yarim isen kadrini tanı
Verdiğim ikrarda durmaz mı sandın
 
            -48-
Muhammet Ali'nin yolu erkanı
Ara yerde sefil oldu bilesin
Değmeler elde tutmaz bu kanı
Çok yerde adı kaldı bilesin
 
ilerim onmasın fi'lin yetiren
Ali sırrın ümmü nasa sızdıran
Muziplik eyleyip menzil bozduran
Şu yalan düyaya dolu bilesin
 
Geldi rehberlerden el etek tuttu
Kahrı küfrü lutfu hem kabul etti
....
Yüzüne karayı çaldı bilesin
 
Yetmiş iki millet hep böyle bildiler
Ben müminim deyi dava kıldılar
Halli hallsiz oynattılar güldüler
Cümlesi nefs' talep oldu bilesin
 
Dedemoğlugel sen seni yokla
Ali sırrın vücuduna sakla
Yetiş Ali'm yetiş kulların' yokla
Gözlerim yollarda kaldı bilesin
 
            -49-
Kadir Mevla'm derğahından umarım
Gönder güzel şahım uruma gelsin
Ah eyleyip ateşimde yanarım
Gönder güzel Şah'ım uruma gelsin
 
Bağrım başı hiç gülmedi yareden
Verir kısmetimizi bizi yaradan
Ayin erkan kalktı  gitti aradan
Gönder güzel Şah'ım uruma gelsin
 
Kaşmar ile gammaz geldi katıldı
Üzer'me benlik kalesi yapıldı
Ehl-i marifet yabana atıldı
Gönder güzel Şah'ım uruma gelsin
 
Nice bir intizarlığın çekelim
Şah gelsin de cemaline bakalım
Yezid'in burc kalesin yıkalım
Gönder güzel Şah'ım uruma gelsin
 
Dedemoğlu eder  gümhan oldu
Yezitler de cümle ayağa bindi
Imam bendeleri pek melil oldu
Gönder güzel Şah'ım uruma gelsin
 
            -50-
Gelin özümüzü bIr eyleyelim
Hak'kı arzulayan gitsinler buğün
Gönlü gönle yar eyleyelim
Birlik ile Hak'ka yetsinler buğün
 
Birlik olmayınca Hak'ka yetilmez
Müşteri olmayınca güher satılmaz
Pişmeden süte damızlık katılmaz
Pişirip hal edip katsınlar buğün
 
Iradet bozuldu kuvvet azaldı
Aynı erkan battı yollar bozuldu
Kalpler çürük oldu diller bozuldu
Sağından yapışıp tutsunlar bugün
 
ehd eyle ki sağlar yurduna durak
Tabib sarmayınca onulmaz kırık
Sağa sağ verildi çürüğe çürük
Ol çürük melhemin etsinler buğün
 
Dedemoğlu eder derdi ah aşkına
Zülüfte asılmış gerdan aşkına
Ala gözlü Şah Merdan aşkına
Yola muhip olup gitsinler buğün
 
            -51-
Sehil evelerinden sökün edip gelirsin
Ali Ali deyi ötüşün turnalar
On iki imam katarına uymuşsun
Kırkların cemine yetişin turnalar
 
Ali'nin avazı sende bulundu
Ötme garip turnam bağrım delindi
Yenile pirimden bir niyaz geldi
Pirin dergahına yetişin turnalar
 
Üçler bizim ile biledir bile
Yed'lerin nefesi mailler ola
Hızır Nebi yoldaşımız ola
Güruhu Nac'ye yetişin turnalar
 
                     beş ayları dogunca
Perdah urup arş yüzüne dönünce
Cura şahin gibi teller eğince
Firkatlı firkatlı öt'şün turnalar
 
Dedemoğlueder mihnetin yazar
Dost oturmuş gönlün perdesin çözer
Turnalar vardır Hak'ka secde' iner
Ali'nin cemine katışın turnalar
 
            -52-
Vahdet aleminde bir güzel sevedim
Cemalinde neler gördüm neler var
Yazmışlar okudum kara heceyi
Kelam-ı Şerif'deki Kur'an'ı var
 
Ka ile şın lam ra yazıldı _kaşlar_
Kef ile zal lam ra düzüldü _gözler_
Be ile ra vav nun çözüldü _burun_
Be ile kef lam ra nurları var _benler_
 
Y' ile kef kaf haslar hasıdır _yanak_
Elif lam da arısıdır _el_
Elif gayn ze minhanesidir _ağız_
Kandırır aşıkı leban(ları)var _dudaklar_
 
Zel ile lam fe hulk düzer _zülüf_
Kef ra dal nun seyrana iner _gerdan_
Mim ile mim lam ra ya yanar _memeler_
Şöyle acayip birşeyler var
 
Dedemoğlu hasret görmeğe
Kaf ile dal ra t sermaye
Hem şara pazara durmağa
Dükkanında sermayeler' var
 
            -53-
Gelin seyredelim ahir zamanı
Aradan kalktı eskiki töreler
Yanlış merhem ile çoğaldı cerrah
Deşinirmiş eski batan yaralar
 
Birim der amma bilmez elinden
Cihan harab oldu çıktı yolundan
Bir dilden anlamaz kendi dilinden
Kendi bilgisiyle meydan aralar
 
Aşıklar kendini pinhana çekti
Sıyrılı olçumlar meydana çıktı
Çok yaralı canlar görenler çekti
Komazlar ki bir üstaza varalar
 
Aşıklar Muhammet Ali yoluna
Bülbül fiğan eder bağban gülüne
Uygun melhemlerse üstaz elinde
Üstaz elinden yareler saralar
 
Adam mı derim bildiğiyle uçanı
Evliyanın gizli sırrın açanı
DedemoğluHak sohbetinden kaçanı
Cez'r edip bu derğahtan süreler
 
            -54-
Intizarım ala gözün mestine
Nice bir gözlerim aglar nice bir
Rakipler durmaz yeler kastıma
Nice bir yollarım bağlar nice bir
 
Muhammet Ali'ye bağlıdır bendim
Hasan Hüseyin'i sevdim inandım
Mişe seli gibi aktım bulandım
Nice bir sellerim çağlar nice bir
 
Zeynel'in aşkına girmişim yola
Şah Imam Bakır'ın sevgisi bile
Imam Cafer damgasın' almış ele
Nice bir sinemi dağlar nice bir
 
m'a olmuşum bende
Taki'nin Naki'nin sevgisi canda
Gelenler kalmamış fani dünyada
Bir murat almamış sağlar nice bir
 
Hasan Askeri'den tuttuk dameni
Kalbimizden atalım şeki gümanı
Dedemoğlumehdi-i sahip zamanı
Nice bir sevdiğim gelmez nice bir
 
            -55-
Bizlere de bir yol koymuş yol ilen
Gel gönül gamlanma Hüda kerimdir
Elbet bizi dinler böyle söyleten
Gel gönül gamlanma Hüda kerimdir
 
Yaratmış kulların kalbine bakar
Kalbi çürükleri odlara yakar
Herkes ettiğinin azabın çeker
Gel gönül gamlanma Hüda kerimdir
 
Birgün mülke sahip zaman gelecek
Mümin müslim O'na secde kılacak
Herkes ettiğine pişman olacak
Gel gönül gamlanma Hüda kerimdir
 
Sakın ameline fi'lin ezdirme
Arif ol nasiye sırrın sezdirme
Tutmadan kavuşup günül gezdirme
Gel gönül gamlanma Hüda kerimdir
 
Dedemoğlu düşüp odlara yanma
Doğruladı(ğ)ın yerden çevrilip dönme
Sakın Hak'kı batıl ...olur sanma
Gel gönül gamlanma Hüda kerimdir
 
            -56-
Kul olayım (güzel) Şah'ın kad'ne kamet'ne
Şükür olsun Şah Abbas'ım çok şükür
Şems kamer sanki suretine
Şükür olsun Şah Abbas'ım çok şükür
 
Muhammed-ül Mustafa'sın he Ali'yül Murtaza
Hasan Halık-ü'Rıza'sın Hüseyin'e düştü ceza
mam Zeynel Abidin'sin Muhammet Bakır bize
Şükür olsun Şah Abbas'ım çok şükür
 
Caferin ilmi tarıkı oluptur sende karar
Musa Kazım  Rıza'sın ey Şah-ı Merdan yar
Bildin de şah-ı vilayet Taki Haydar kerrar
Şükür olsun Şah Abbas'ım çok şükür
 
Şah Taki'sin Hem Naki'sin Şah Imam Askeri
On sekiz bin alemin irşadısın alıb da darı
Yezidin burc-u kalesin yıkalım kıl nazarı
Şükür olsun Şah Abbas'ım çok şükür
 
Dedemoğlu günahım çok hadden aştı bi-keman
Umarım ki mahrum olmaz dergahına yüz süren
Mehd-i sahip zamansın devranın Musahip kıran
Şükür olsun Şah Abbas'ım çok şükür
 
            -57-
Düşmüşem derdine gözüm yoldadır
Yetiş carıma gel aman mürüvvet
Yetiş Ali'm yetiş derde ağlarım
Akan çeşmim yaşını sil aman mür'vet
 
Oturdum bir dem beklerim seni
Zirincitme tezce yokla gel beni
Yaranın zahmı aldı hem canı teni
Yetir melhemini çal aman mür'vet
 
Söylerim halimden kimseler bilmez
Yollara bakarım nazlı yar' gelmez
Kalkar gönül kuşu havaya konmaz
Şöyle bir haldir bil aman mür'vet
 
Rıza'dır yolun bendi peykeri
Rıza'sız giden olur serseri
mamdır mürşitin küfrinin varı
mamdan ayırma elaman mür'vet
 
Dedemoğlu diler Hak'tan zat deyu
mam bendesine rahm et deyi
Yetiş Ali'm senden (olsun) hidayet deyi
Düşmüşem kapına kul aman mür'vet
 
            -58-
Urum diyarını sökün mü geldin
Şah Abbas'ım güzel Şah'ım(aman) mürüvvet
Urum sofilerine müşerref oldun
Şah Abbas'ım güzel Şah'ım(aman) mürüvvet
 
Ancası bilmedi güman eyledi
Bilenler şazi iman eyledi
Ceddiniz kemliğe iy'lik eyledi
Şah Abbas'ım güzel Şah'ım(aman) mürüvvet
 
Mansur gibi darına dur idim
Ol haki payine yüzüm sür' idim
Gafil düştüm yüzünü gör eyledin
Şah Abbas'ım güzel Şah'ım(aman) mürüvvet
 
Settarım kim geldi kimden bileyim
Aklımı başımdan aldın deliyim
Güzel Şah'ın bir günahkar kuluyum
Şah Abbas'ım güzel Şah'ım(aman) mürüvvet
 
Çoklar divanına durdu oturdu
Şah-ı Merdan gülbengini yetirdi
Amelim kazancım böyle götürdü
Şah Abbas'ım güzel Şah'ım(aman) mürüvvet
 
Dünü günü dergahına niyazım
Himmet ile sana bağladım özüm
Kalma eksiğime Şah'ım şahbazım
Şah Abbas'ım güzel Şah'ım(aman) mürüvvet
 
Sen bir şah oğlusun kılıcın kında
Cümle müşküllerin halli var sende
Dedemoğlueder eksiklik bende
Şah Abbas'ım güzel Şah'ım(aman) mürüvvet
 
            -59-       
Bir dermansız derde düşürdün beni
Ya Ilahi senden olsun hidayet
Her şeylerde mevcut görmüşüm seni
Ya Ilahi senden olsun hidayet
 
Özümüzü bağlaya bir derğahta dara
Senden başka kim kılar buna çare
Ben bir günahkarım yüzümde kara
Ya Ilahi senden olsun hidayet
 
Divana kaydolsun niyazlar sırlar
Zahir batın himmet eylesin erler
Muhammet Ali'dir cümleye server
Ya Ilahi senden olsun hidayet
 
Dedemoğlu mervanı basmalı değil
Sen bağladın sen çöz asmalı değil
Bir dalda bir fidanı kesmeli değil
Ya Ilahi senden olsun hidayet
 
            -60-
Gül-i seyran bağlarında gezerken
Gözlerime mah-i taban göründü
Tahmin ettim aşkını öldürmüş
Eller yalın kılınç kandan göründü
 
Karşımda kaşların çattığın zaman
Pevraz kurup samah tuttuğun zaman
lkbahar ayında bittigin zaman
Lalesi sümbülü reyhan göründü
 
Gönül leb' çeşmesinden kanmak ister
Çıkalım sevdiğim cemalin göster
Herkes sevdiginden mahtaban ister
Hüsnün aşıklara seyran göründü
 
Üç harftir ismi de eliftir kaddi
Kamile hizmet (eden) ler kemale yetti
Gitti Bağdat iline mekanın tuttu
Karışmış kırklara cevran göründü
 
Dedemoğlu fark nizamından aşma
Özünü bilenin yanınından şaşma
Varıp bir kötünün toyuna düşme
Akıl başta sana mihman göründü
 
            -61-
Gök yüzündeki göğel turnam
Gözle dostum görünür mü
Eğricesi ciğal turnam
Tan yıldızı(seher yıldızı) Şah'mın gözü
 
Evleri vardır örende
Sular' akar çay yerinde
Erken doğar tan yerinde
Tan yıldızı(seher yıldızı) Şah'mın gözü
 
Tavladaki arap atlar
Mor menevşe çiçek otlar
Arş yüzündeki bulutlar
Tan yıldızı(seher yıldızı) Şah'mın gözü
 
Nazlı dostum gel' dediler
Dostumla(aramıza) engel kodular
Ülker(Terazi)yıldızı dediler
Tan yıldızı(seher yıldızı) Şah'mın gözü
 
Dedemoğlu der ki hey dedem kızı
Bağışla suçumu ağlatma bizi
Erken doğar tan yıldızı
Tan yıldızı(seher yıldızı) Şah'mın gözü
 
            -62-
Gel gönül gayri Hak'ka varalım
Gayri sevda ile Hak'ka varılmaz
Muhammed'i muhabbetde bulalım
Muhabbetsiz Muhammed'e erilmez
 
Muhabbetli gönül olur ruşen
Muhabbetsiz gönül olur perişan
Şu dünyada vasf-ı halinde nişan
Yarın kıyamette odlara yanmaz
 
Vasf-ı halinde durmazsa cihanda
Özü çürük yüzü kara divanda
Mahrum m'olur Hak'kı candan sevende
Kahır çekmeyince lütfa erilmez
 
Fena derler bu sarayın adına
Doyamadım lezzetine tadına
Mümin olan bunda kesib edene
Kesibsiz kazansız Hak'ka varılmaz
 
Dedemoğlu bir marifet kesbeyle
Üstaz buyruğunda demişler böyle
stersen direği altından eyle
Kişi dünyasına baki kalınmaz
 
            -63-
Uzak gittik yakın geldik
Gözde gönülde niceyiz biz
Mürüvvetle dara durduk
Gözde gönülde niceyiz biz
 
Geldim durdum nazarına
Hem şarına pazarına
Aşık oldum dizarına(didarına)
Gözde gönülde niceyiz biz
 
Mansur'um dara çekildim
Kül oldum yandım yıkıldım
Geldim meydana dikildim
Gözde gönülde niceyiz biz
 
Günahımız elimizde
Cömert Allah ilimizde
Canım kurban yolunuzda
Gözde gönülde niceyiz biz
 
Günahım çoktur kalmanız
Gözden gönülden salmanız
Bir deliyim divaneniz
Gözde gönülde niceyiz biz
 
Aklımı başıma derdim
Noksanım önümde gördüm
Bin kan ettim gene geldim
Gözde gönülde niceyiz biz
 
Dedemoğlu günah işler
Yatmaz sayılır sağışlar
Sultan ganidir bağıışlar
Gözde gönülde niceyiz biz
 
Not: Şiirleri Eski Türkçeden Günümüz Türkçesine Çeviren Sn. Doğan Atlay'a Teşekkür Ederim.

 

Yorumunuzu Ekleyin
Mut'ta Bulunan Cönklerden Bektaşi Şairleri Yorumları +1 Yorum
  • Hakan K.
    1
    Hakan K.
    Bu calismanizdan dolayi size cok tesekkür ederim. Emeginize saglik. Özellikler sairler hakkinda yapacaginiz aciklamalari sabirsizlikla bekliyorum. Bu cönklerde bulunan bütün siirleri eklemenizi dilerim.

    Yoksa maalesef dilden dile aktarilan sözlü gelenegimiz hep eksik kalacaktir kanimca.

    Cok degerli belgeler var elinizde. Varsa tabi ki iceriginin tamamini paylasmanizi rica eder ve orjinal kayitlari gelecek nesiller icin iyi saklayip korumanizi dilerim.

    Ask ile
    13 Nisan 2020 22:39:38, Pazartesi

Karsın Kurtuluşunu Anlatan Tarihi Bir Kars Kilimi

Kûfi yazılı, gerçek bir sanat eseri iddiası ile sunduğum bu kilimi, Kars'ın Sarıkamış ilçesinin bir dağ köyünde görüp gün yüzüne çıkardım. Kilimle alakalı, yakın tarihe ışık tutan bir de hikaye derledim ancak henüz yayınlamadım.

32,739 Okunma 3 Yorum 28/07/2011 16:59:12

Folklor Çeşitlemeleri

Mersin, aynı zamanda geleneksel kültürümüzü günümüzde bile yaşatabilen nadir yörelerimizdendir. Maddi ve maddi olmayan her türlü geleneksel kültürümüz Mersin Türkmen folkloru içinde yaşamaya devam etmektedir.

27,217 Okunma Henüz yorum yapılmamış 04/04/2011 23:37:16

Yörük Keçileri

Bu derleme,19 Şubat 1993'te Mut Hacınuhlu Köyü Karadağ mevkiinde Sarıkeçili Halim Çelik'le yapılan görüşme sonrası kaleme alınmıştır.

25,965 Okunma Henüz yorum yapılmamış 08/04/2011 21:26:56

Gülek Boğazına Yazık Olmuş!..

Anadolu güneyinde şöyle bir darbımesel vardır: "Din Muhammed dini, boğaz Gülek boğazı"

23,588 Okunma Henüz yorum yapılmamış 17/07/2011 13:05:44

Karac'oğlan Şenlikleri Üzerine

Karacaoğlan konusunda bir "araştırma merkezi”kurmasını bekleriz

20,527 Okunma Henüz yorum yapılmamış 09/04/2011 11:55:17

Çakallı Yörükleri

YÖRÜKLER VE ERDEMLİ -ÇAKALLI YÖRÜKLERİNDE DOKUMALAR

20,243 Okunma Henüz yorum yapılmamış 28/03/2011 23:52:28

Sarıkeçililer

Sarıkeçililer; 250 den fazla aile, 500’ü aşkın nüfus, her kış ve her yaz sürekli ve devamlı göçerler.

19,919 Okunma Henüz yorum yapılmamış 29/03/2011 04:34:46

Tahtacılardan Derlemeler

"Mersin Kızılkaya Köyü Tahtacılarından Derlemeler" Başlığı Altında Aşağıda Yer Alan Yazıda, Orman İşciliğinden Ağaçlara, Tahtacılıktan Aleviliğe Pek Çok Konuda Bilgi Verilmektedir.

18,016 Okunma 1 Yorum 17/04/2011 00:20:06

Mersin’in kurtuluşu

Kurtuluş, Torosları aşan ve sayıları onlarla ifade edlin pekaz bir kuvvetin mücadeleye atılmasıyla başlamış ve Toroslardan kopan bir çığ gibi, Ovaya doğru indikçe büyümüş, gelişmiş, genişlemiş bütün Çukurovalıları içine almış ve birbirine çözülmez bağlarla bağlanan bir bütün olmuştur

17,376 Okunma Henüz yorum yapılmamış 09/04/2011 16:52:47

Son Yörükler

YÖRÜK -TÜRKMEN ÜZERİNE GÖRÜŞLER VE İÇEL'DE SON YÖRÜKLER

16,606 Okunma Henüz yorum yapılmamış 28/03/2011 12:20:22

Yörüklerde El Sanatları

Dokuma sanatı usta - çırak ilişkisi içinde gelişmektedir. Bu durum yanışları bir kalıp halinde hafızalara yerleştirmek suretiyle zamandan kazanmak için gereklidir. Bilinmeyen bir yanışı dokumalarında kullanmazlar

16,028 Okunma Henüz yorum yapılmamış 30/11/-0001 00:00:00

Akıllı Kız (hikaye)

Silifke Kırtıl Köyünde derlediğim bir halk masalı

15,386 Okunma Henüz yorum yapılmamış 10/04/2011 11:31:36

Mersin Köy Seyirlik Oyunları

Biz insanımızı ve onun estetik duygularını, yine onun geliştirdiği bu örneklerden hareketle yeniden değerlendirerek çağdaş bir yorum ve teknikle günümüz şartlarına uygun bir duruma sokmak zorundayız..

15,313 Okunma Henüz yorum yapılmamış 11/04/2011 11:51:20

Alman Yetişkin Eğitimi

F. Almanya’daki yetişkin eğitimi sistemi, bu sistemin nasıl organize ve idare edildiği, yasal dayanağı, finansmanı, katılımcıları ve sistemin içeriği ile ilgili olarak hazırladığım rapor.

14,921 Okunma Henüz yorum yapılmamış 03/04/2011 10:38:50

Mersin'de Düğünler

Oğlan evinin önüne gelen gelinin başına, güvey ve sağdıç tarafından üzüm, leblebi ve para atılır. Bunun bereket getireceğine inanılır

14,341 Okunma Henüz yorum yapılmamış 12/04/2011 21:47:45

Çömelek Elma,Üzüm Kültür Şenliği

İlk kez 1994 yılında yapılan şenlik, her yıl Eylül ayının ilk Cumartesi ve Pazar günü düzenlenmektedir.

14,283 Okunma Henüz yorum yapılmamış 17/04/2011 00:27:54

Kırtıl'da Samah Üzerine Derleme

Kendini gözedeceksin, kötü söz söylemeyip birini kırmayacaksın. Kov kovlama; gıybet eyleme, elinle koymadığını elleme, gözünle görmediğini söyleme, gözünle gördüğünü ettiğinle ört, anırma; döktügünü doldur, eline beline diline sahip ol...

13,540 Okunma 1 Yorum 10/04/2011 11:24:50

Köse İle Dev (masal)

Silifke'nin Kırtıl Köyünde Bahar Gündoğdu'dan derlenen bir halk masalı

12,886 Okunma Henüz yorum yapılmamış 10/04/2011 11:23:53

Zengiltaş (masal)

...Sandığı tutmuş; sandığı tutunca açıverdi miydi, baksa ki bir kız ile oğlan. Ondan sonra o adada, o hocanın kısmeti gelirimiş Hakk taala tarafından. O çocuklar vardı mıydı, ondan sonra kısmetler üç tane inmeye başlamış...

12,381 Okunma Henüz yorum yapılmamış 10/04/2011 11:51:03

Kumaçuru'ndan Derleme (masal)

Saçından kesmiş oğlana vermiş, oğlan cebine katmış. Suyun ortasına varmış, aklına gelmiş. Çıkarıyim bahıyim derkene hadi bakalım suyun içine düşürmüş. Suyun aşağısı da Ali Abbas Hoca'ın gölüne varırımış...

12,161 Okunma Henüz yorum yapılmamış 10/04/2011 11:51:11

Kırk Kulun Anası (Masal)

Oltaları almış, seyirtmiş suyun boyuna varmış. Suya sarkıttı mıydı ip kasılmış, bir çekmiş toskaba.. Toskabıyı almış gelmiş pencereye koymuş.

11,508 Okunma Henüz yorum yapılmamış 10/04/2011 11:35:58

Yükleniyor...